Eylülde Görüşürüz
Son
torbaları da kamyonetin arkasına attıktan sonra bana eyvallah diyerek, şoför
koltuğuna geçip, motorun gürleyen sesinin arasında uzaklaştı. Baharın son
günlerinde dağa uzanan yamaçlarda yeşil, yer yer renkli manzara birkaç haftaya
bastıran sıcaklarla sararıp yok olacak. Sanki aylar öncesinin yeşil otları,
sarıdan mora renkleri hiç olmamış gibi hep kupkuru bir toprak parçası.
İnsanlar da
böyledir. Yaşarlar, önemli gördükleri işleri, unvanları, evleri, arabaları
markalı kıyafetleri vardır. Gün gelir, her şey değişir, etrafındaki insanlar
azalır, yalnızlaşır, küçülerek yok olursun.
En fazla
birkaç aylık sürecek manzara yok olur gider. Bir insanda yaşayacağı altmış
yetmiş neyse ömürle varlığını sürdürür ve ışığı söner. Evrende insanın ömrü,
sararan otlardan çok daha kısadır.
Bu
böyledir. Günler günlere, mevsimler mevsimlere dönüşe dönüşe doğanın döngüsü
devam edecek, bir insanoğlunun eli değmezse. Uzun bir zaman, yaz boyunca
gelmeyecek, sabahları korna seslerini duymayacaktık. Biraz ara vermek ona da
bize de iyi gelecekti. Bagajımızdaki yükten kurtulmak isteriz. Ama yük bizi
bırakmaz. Taşımak zordur, bırakmak da.
Doğada her
şey nerdeyse her şeyle ilgilidir. Gözle göremeyeceğimiz canlılardan esen rüzgâra,
inceden inceye örülmüş bu yaşamsal bağlar sessizce doğanın motorunu çalıştırır.
Günü
yaşamak, ne geriye ne ileriye çok dalmadan, anın farkında, şimdinin dünyasında
olduğunu unutmadan sürdürmek yolculuğu.
Doğanın bir
ruhu yok ama insanın var. Ruhu olanın derdi çoktur.
Bir çakır
kuşu bitki tohumlarının peşinde.
Karınca
yuvası etrafında harıl harıl çalışan, tohum toplayan karıncalar, sıcaktan şikâyetçi
görünmüyorlar.
Gölgelikten
ayrılırken başıma beyaz şapkamı geçiriyorum.
Güneşin
yakıcı sıcağı kollarımı ensemi kavuruyor, birazdan eve yaklaşınca şıpır şıpır
terleyeceğim.
Bir bardak
soğuk su, biraz serin odada dinlenme ve öğle uykusu gibisi yok. Uzun yaz
günlerinde öğle uykuları ömür uzatır.
Şarjı
boşalan telefonu şarja takmak gibi öğle uykusu. Uyumak kadar uykuya dalma
düşünceleri beni alıp götürür.
Günlerin
güzelliğini üzerinden biraz zaman geçince fark ediyorum. Eski resimlere
bakarken, yavruların tatlılığı beni benden alıyor. Derin bir şükür hissediyorum.
İnsanı çarpan bir manzara gibi.
Dayanamıyorsun
bakmaya, derinden sarsıyor. Gözlerini kısıp güneşe bakar gibi tekrar tekrar
bakmaya çabalıyorsun. Şimdi uykuya dalıyorum.
..
YanıtlaSil