Sıcaklar, Tecrübe Falan
Denizin ortasındayım sanki. Ne ileriye gidecek isteğim ne de
geriye dönecek gücüm var. Yalnızca ortasında bekliyorum. Rüzgâr ve dalgaların
insafına kalmışım. Biliyorsun bir tarafın hep karanlık kalacak, öte tarafın
diğerini bastırırcasına neşe ve umut var olacak.
Bu böyle. Sarkaç gibi. Mutlu zamanların da mutsuz zamanların
da senin.
Ne kaçıp gideceksin ne de durup tüm gücünle mücadele etme
motivasyonun olacak. Gelmişiz madem yaşayıp gidelim diyeceksin, bir süre sonra.
Kırk dereceyi bulan sıcaklarla öğle sonralarında ortalığı
sessizliğe bürünüyor. Ne insanlar, ne hayvanlardan ses yok. Hayatın verilmiş
bir anlamı yok ve biz onu bulmaya uğraşırsak bu iş kolay değil. Kavuran yaz
sıcağında canım hiç hayatın anlamıyla falan uğraşmak istemiyor.
Ne ise ne.
Geçen Cuma yine bu cafeteryada yazdıklarımı yanlışlıkla
silmiştim. Zaten zor yazdığım yazılardan birinin kaybolmasına canım sıkıldı.
Yazıya ara vermek bir yazar için yemeğe ara vermek gibidir,
asla bisiklet kullanmaya ara vermek gibi değildir.
Neredeyse her şeye yeniden başlamak gibidir.
Sabah bahçeye gittim. Bitmek bilmeyen küçük işler vardı.
Yaz günlerinde bahçeye gitmeyi sevmiyorum. Sıcağın
bastırdığı, her şeyi kuruttuğu, sineklerin arıların rahat bırakmadığı yaz
günlerinde bahçe çekilmez oluyor.
Birkaç zeytin fidanını suladım.
Evin yan tarafını seneye bahçeye çevirmek istiyorum.
Domates, biber, salatalık, patlıcan falan.
Olacağını hiç sanmıyorum ama denemek istiyorum.
Artık eski günlerden ayrı kavurucu sıcaklarda dolayı umudumu
kesmiş durumdayım.
Bir daha deneyeceğiz ve neyin olmadığını göreceğim.
Tıpkı hayatta olduğu gibi.
Deneme yanılma, elde kalan tecrübe.
Tecrübe sermayedir denilir.
Belki farkında olmadan sermaye biriktiriyorum.
Bu işin şakası mı ne ileride göreceğiz.
Yorumlar
Yorum Gönder